19/03/2014
Bu konuşmanın amacı, kültür ve siyasetin birbirini dışlayan alanlar olması gerektiği kabulünü kırmak olacaktır.
Çoğu zaman, sanat ya da spor gibi sosyal alanlar “kültürel,” ekonomi ve parti politikası içeren alanlar ise “siyasi” olarak düşünülür. Oysa, içinde güç ilişkileri barındıran her alan siyasidir. “Kültür”ün içinden siyaseti çıkarmanın hedefi ise kültürel alanların siyasallığını yok sayma çabasıdır. Kültürü “temizlemeyi” arzu eden bu söylem, aslında kültürün her zaman içinde barındırdığı iktidar ilişkilerini de reddetmiş ve bu ilişkilerin mağdurlarını da yeniden mağdur etmiş olur.
Bu konuşmada, futbol üzerinden, bu kabuller tartışılacak. Tartışma, aşağıdaki sorular çerçevesinde olacak.
- Futbolun siyasal olduğunun örnekleri nelerdir?
- Futbolun siyasallığını reddetmek hangi çıkara hizmet eder, hangi çıkarın aleyhinedir?
- Gezi Parkı Direnişi’nin bu konuya kuramsal ve pratik katkıları nasıl olmuştur?
Futbol ve siyasallık ilişkisi, siyasetçilerin futbolu kullanarak ilerlemelerinden ya da halkın siyasi emellerini futbol aracıyla dile getirmesinden ibaret değildir. Bunların yanı sıra, futbol üzerinden açıkça görebildiğimiz sınıf, cinsiyet ya da ırk/etnisite ilişkileri de futbolun siyasallığına işaret eden önemli noktalardır. Bu anlamda, bu konuşma “futbolun siyasallığının” birden çok boyutunu ele almayı ve futbola siyasallığını iade etmeyi hedefler.
This seminar will be held in Turkish.